DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34222630.8514%
Samsun
14°

AZ BULUTLU

06:46

SABAHA KALAN SÜRE

samsunumhaber

samsunumhaber

04 Aralık 2024 Çarşamba

Samsun’da Aile İçinde Şiddet: Songül Özker’in Çağrısı

Samsun’da Aile İçinde Şiddet: Songül Özker’in Çağrısı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Samsun’un İlkadım ilçesinde yaşanan olay, aile içindeki şiddetin, bireylerin yaşamları üzerindeki etkisini ve toplumda bu tür durumlara karşı gösterilen duyarsızlığın kimlere mal olabileceğini gözler önüne sermektedir. 32 yaşındaki Songül Özker, üç çocuk annesi olarak üstlendiği sorumlulukların yanı sıra, kız kardeşi Yeter Özker’in yaşadığı kötü deneyimlerin yükünü sırtlanmak zorunda kalmıştır. Özker’in savcılığa yaptığı suç duyurusu, yalnızca kendi can güvenliğini değil, aynı zamanda kardeşinin geçmişte yaşadığı bir ilişkiden ötürü maruz kaldığı şiddeti gündeme getiren önemli bir adım niteliğindedir.

Kardeşi Yeter Özker, 38 yaşındaki nişanlısı K.B. tarafından fiziksel şiddete maruz kaldıktan sonra, 14 Ağustos’ta evlenme tarihini belirlemiş olmasına rağmen bu ilişkiyi sonlandırmak zorunda kalmıştır. Bu ayrılığın ardından, Yeter Özker, yaşadığı travmanın ve aldığı tehditlerin ağırlığı nedeniyle Samsun’u terk etmek zorunda kalmıştır. Bu durum, Türkiye’de kadınların şiddet ve tehdit karşısında ne denli kırılgan bir konumda olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Songül Özker’in ifadesindeki “Şahsın tutuklanması için ölmemiz mi gerekiyor?” cümlesi, aciliyet ve çaresizlik duygusunu derin bir şekilde yansıtmaktadır. Bu ifade, erkek şiddetiyle mücadeledeki kurumsal eksiklikleri, hukukun etkinliğini ve toplumun genel tutumunu sorgulayan bir çağrıdır. Şiddete uğrayan bireylerin, maruz kaldıkları durum hakkında yardım istemesi cinayet istatistikleriyle, kadınların yaşamlarının kaybolmasıyla dolup taşan bir tablonun daha da karanlık yönlerini ortaya koymaktadır.

Türkiye genelinde artan kadın cinayetleri, şiddet olayları ve bunun yanı sıra adalet mekanizmasındaki aksaklıklar, toplumun her kesiminde büyük bir kaygı yaratmaktadır. Özellikle cezai yaptırımların yetersizliği ve maalesef bazı durumlarda faillerin korunması veya hafif cezalara çarptırılması, bu korkunun temelini oluşturur. Özker’in yaşadığı durum, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumsal bir kriz olarak değerlendirilmelidir.

Yeter Özker’in şiddete uğraması ve buna bağlı olarak Samsun’u terk etmesi, sistemin işleyişindeki eksiklikleri gözler önüne sererken, toplumun da bu sorunla nasıl başa çıkacağı konusunda acil bir dönüşüme ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. Kadınların, yaşadıkları şiddet ve tehdit karşısında destek alabilmelerine olanak tanıyan mekanizmaların güçlendirilmesi, tek bir bireyin değil, toplumun inşası için son derece önemlidir. Bu, yalnızca hukuki bir gereksinim değil, aynı zamanda moral bir yükümlülüktür.

Sosyal hizmetlerin, sığınma evlerinin ve psikolojik destek mekanizmalarının etkinliğinin artırılması, kadınların bu tür durumlarla başa çıkmaları için kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, toplumun her kesiminin bu konudaki bilinçlenmesi ve duyarsız kalmaması gerektiği de unutulmamalıdır. Şiddet karşıtı kampanyaların, eğitim programlarının ve farkındalık artırıcı etkinliklerin yaygınlaşması, toplumun bu sorunla daha etkin bir şekilde mücadele edebilmesi için elzemdir.

 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.