11 Kasım 2024 Pazartesi
Samsun’da, girdikleri evden 700 bin lira değerinde ziynet eşyası çalan 3 kişi, polisin titiz takibi sonucu yakalandı. Olay, İlkadım ilçesi Cedit Mahallesi’nde bir evde gerçekleşti. Hırsızlar, evin kapısını aparat kullanarak açıp içeri girdikten sonra 700 bin TL değerinde ziynet eşyasını çalarak kayıplara karıştı.
İhbar üzerine harekete geçen Samsun Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, yaptığı araştırmalar ve takipler sonucunda, şüphelilerin izini buldu. Çalışmalar kapsamında, İlkadım ve Çarşamba ilçelerinde eş zamanlı operasyonlar düzenlendi ve olayla bağlantılı 2’si kadın 3 şüpheli gözaltına alındı.
Polis, şüphelilerden B.Y. (26), P.A. (36) ve S.Ö. (31)’yi yakalayarak sorguya aldı. Yapılan aramalarda, çalınan eşyaların bir kısmı da ele geçirildi. Özellikle 150 bin TL değerinde olan 2 adet altın bilezik, şüphelilerin sakladığı yerde bulundu. Ayrıca, hırsızların çaldıkları ziynet eşyalarının bir kısmını Amasya’da bir kuyumcuya sattıkları tespit edildi.
Gözaltına alınan 3 kişi, polisteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Samsun Adliyesi’ne sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, polis ekipleri hırsızlık olaylarına karışan diğer kişileri ve satılan ziynet eşyalarını tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Samsun’un Çarşamba Ovası’nda kivi hasadına başlandı.
Samsun’da Çarşamba ilçesi Kurtahmetli Mahallesi’nde kivi üreticileri, kivi hasadına başladı. Çarşamba Ziraat Odası Başkanı Muammer Aydemir, kivi hasadı yapan çiftçileri ziyaret ederek bereketli bir sezon olmasını diledi.
“20 bin tonun üzerinde olacağını düşünüyoruz”
Hasadı yerinde inceleyen Aydemir, Çarşamba Ovası’nda kivi üretiminin öneminden bahsederek, “Çarşamba Ovası’nda kivi üretimi 5 bin 300 dönümlük alanda yapılıyor. Bu oran sadece Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydı olanların oranı. Yaklaşık 6 bin dönüm kivi üretimi yapılıyor. Yeşilırmak havzasında doğu ve batı sınırında kivi üretiminde çiftçilerimiz sağ olsun duyarlı davrandılar. Şu anda kivi üretiminde tahmini rekoltemiz, 20 bin tonun üzerinde olacağını düşünüyoruz. Bu sene kivi fiyatı, başka ürünlere bakarak çiftçimizin yüzünü güldürdü. Kivinin boyuna göre fiyat değişim gösterebiliyor. 35 TL‘den açıldı. 47 TL’ye satılan kivi var. Üreticilerimiz de bu fiyattan memnun. Üreticimizin bahçesi çok güzel. 4 yaşında ama 5-6 yaşında gibi duruyor. Girdi maliyetleri yüksek ama kivi yine kendisini kurtarıyor” dedi.
“Kiviyi fazla etkilemedi”
Kahverengi kokarca zararlısının fındığa zarar verdiği kadar kiviye zararı olmadığını belirten Aydemir, “Kokarca ister istemez kiviyi de etkiledi ama üreticilerimiz Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verdiği ilaçları kullanarak kivideki kokarca etkisini kaldırdı. Zaten kivi hasadı kış dönemine denk geldiği için şu anda kokarcalara evlere girmeye başladı. Bu yüzden kiviyi fazla etkilemedi ama fındıkta büyük hasar bıraktı” diye konuştu.
“Gerekli tedbirleri aldık, ilaçlamalarımızı yaptık”
Kivi üreticisi Bilge Akın, kivinin fiyatından memnun olduğunu ifade ederek, “Beklediğimiz kadar hasat olmadı ama geçen seneye göre daha iyi. Beklediğimiz rekolte daha yüksekti. Bu yıl 13-15 ton civarı bekliyoruz. Burası 10 dönüm ama yıl geçtikçe biraz daha artacak. Kokarca bu sene çok etkilemedi bizi ama seneye etkiler diye düşünüyorum. Bu sene fındık kadar etkilenmedik. Gerekli tedbirleri aldık. İlaçlamalarımızı yaptık. Şu anda kivi fiyatı 40 TL. Fiyattan memnunuz ama girdi maliyetleri çok fazla. İşçi fiyatları da yüksek. Piyasa şartları onu gerektiriyor. Bu işe pandemide başladık. Evde kaldığımız zaman içerisinde kivi üretimi yapmaya karar verdik. Memnunuz. İyi ki kurmuşuz. Şimdi de verimini alıyoruz. Bizim için ek bir gelir oldu. Bu bölgede bir numaralı tarımsal ürün” ifadelerini kullandı.
Büyük Anadolu Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fikriye Ordulu, “Göz kapağı estetiği kişilerin kendilerini daha genç ve enerjik hissetmelerine yardımcı olabilir. Bu durum kişinin günlük yaşamını ve estetik görünümünü olumlu yönde etkileyebilir.” dedi.
Göz kapağı estetiği, son yıllarda oldukça sıkça yapılan estetik cerrahi yöntemdir. Bu yöntem genellikle yaşlılık, genetik faktörler veya kilo kaybı sonucu göz bölgesinde oluşan göz kapağı kasılması, sarkması ve çukurlaşmaları gidermek için tercih edilmektedir.
Göz Kapağı Estetiği nedir?
Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fikriye Ordulu, Göz Kapağı Estetiği (Blefaroplasti) hakkında bilgiler verdi.
Göz kapağı estetiğinin kişilerin kendilerini daha genç ve enerjik hissetmelerine yardımcı olabileceğine ve günlük yaşamı ve estetik görünümü olumlu yönde etkileyeceğine dikkat çeken Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fikriye Ordulu, “Göz kapağı estetiğinin latince ismi blefaroplastidir. Aslında bilinenin aksine dünyada en sık yapılan estetik işlemlerden biri blefaroplastidir. Göz ve göz çevresi yüzümüzün ifadesel olarak en anlamlı bölgesidir. O yüzden bu bölgede oluşan kırışıklıklar, torbalanmalar, kişide yorgun, üzgün ve yaşlı bir görüntüye neden olmaktadır.
Düzenli göz muayenesini önemseyin!
Başlangıç döneminde ciltte renk değişiklikleri, kırışıklıklar, daha ileriki dönemde ise cilt altı dokusu sarkmaları, göz çukuru içindeki yağ dokusunun dışarıya prolabe olmasıyla oluşan bu torbalar yine göz kapaklarımızda olan yağ dokusunun yer değişikliğine göre örneğin içe doğru yer değiştiğinde, göz kapağında olan çukurlaşmalar bu deformeteler arasında sayılabiliriz.
Bir göz doktoru olarak ameliyatı planlarken ayrıntılı bir göz muayenesini önemsiyorum. Muayenede göz kapaklarının seviyesi, kaşın durumu, kaş düşüklüğü var mı? gözyaşı bezi sarkması var mı? gibi bunların hepsinin değerlendirmesi de önemlidir.
Sizin de eğer göz kapaklarınızla ilgili şikayetleriniz varsa bu konuda uzmanlaşmış bir göz hekimine danışmanızı önerir, sağlıklı günler dilerim.
Samsun’da, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği kaçak içki ve etil alkol operasyonunda önemli miktarda malzeme ele geçirildi. Yapılan takip ve çalışmalar sonucu, kaçak içki ve etil alkol ticaretiyle ilgili yürütülen operasyon kapsamında 11 bin 9 litre etil alkol, 13 bin 50 adet alkol aroması, 2 şişe alkollü içki, 6 cep telefonu ve 4 cep telefonu şarj aleti ele geçirildi.
Ekipler, operasyon neticesinde 3 kişiyi gözaltına alarak, adliyeye sevk etti. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor. Kaçak içki ve alkol ticaretine karşı yürütülen bu operasyon, Samsun’da güvenlik güçlerinin kaçakçılıkla mücadelesinin kararlılıkla sürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Ekim ayında açıklanan enflasyon farkı, sosyal hizmetler işçileri için bir kez daha hayal kırıklığına yol açtı. Hak-İş Sendikası’nın yaptığı toplu sözleşme zammı, enflasyon karşısında adeta eridi. Tüm Türkiye’de enflasyon oranı %17.73 olarak açıklanırken, sendika, bu oranın sadece %2.73’lik kısmını maaşlara yansıtacak. Peki, bu ne anlama geliyor? Sadece %2.73… Yani, ortalama 25-30 TL’lik bir zam… Sosyal hizmetler işçilerinin yaşam standartlarına hiçbir şekilde etki etmeyen, geçim zorluğunu hafifletmeye dahi yetmeyen bir artış.
Enflasyonun %17.73 olduğu bir ortamda, maaşlara yansıyan artışın yalnızca %2.73 olması, sendikanın işçilerin haklarını savunma noktasında ne kadar zayıf kaldığını gösteriyor. Çalışanlar, her geçen gün artan hayat pahalılığı ile mücadele ederken, sendika onları bu ekonomik zorluklardan koruyacak adımlar atmak yerine, düşük ve yetersiz bir artışı kabul etmekle yetiniyor. Evet, sadece %2.73… Hızla artan gıda fiyatları, kira bedelleri ve temel ihtiyaç maddelerindeki astronomik artış göz önüne alındığında, bu kadar küçük bir zam işçilerin yaşam kalitesini iyileştirmek bir yana, hayatlarını daha da zorlaştırmaktan başka bir şeye yaramayacak.
Bir Tabloyla Gururlanmak:
Sendikanın bu durumu “gururla” paylaşması ise, yaşanan mağduriyeti daha da pekiştiriyor. Hak-İş, ülke genelindeki temsilcilerinin başkanlarının ve yöneticilerinin, düşük zam oranını bir başarı gibi sunarak tablo hazırlamaları, sosyal hizmetler işçileri açısından kabul edilemez bir durum. Gerçekten de utanmadan paylaşılan bu tablo, sendikanın çalışanın hakkını savunma noktasındaki yetersizliğini gözler önüne seriyor. Bu, işçilerin gözünde bir “zafer” değil, aksine büyük bir hayal kırıklığı ve öfke kaynağı.
Tablolarla, sayılarla, grafiklerle yapılan açıklamalar bir noktada gerçekliği yansıtmıyor. Çünkü gerçek yaşam, o tabloyu hazırlayanların odalarından çok daha farklı bir şekilde işliyor. İşçiler, günlerini zorlu çalışma koşullarında geçirirken, ekonomik sıkıntılar içinde boğuluyorlar. Oysa o tabloyu hazırlayanlar, belki de “gururlandıkları” o rakamların ardında yatan hayatı hiç görmediler. Onların yaşam kalitesiyle, işçinin yaşam kalitesi arasında uçurumlar var.
”Hakkı Savunmak Yerine “Gururlanmak”
Sosyal hizmetler işçileri, haklarını savunmak için yıllardır sendikalara güveniyorlar. Bu güven, ancak gerçek bir mücadeleyle pekişir. Ancak görünen o ki, Hak-İş Sendikası, üyelerinin bu güvenini boşa çıkarıyor. Çünkü sendika, bu maaş artışını “gururla” paylaşırken, işçilerin hak ettikleri artışı alabilmeleri için yeterince çaba göstermemiş görünüyor.
Enflasyon oranı %17.73, peki ya maaşlar? Sadece %2.73… İşte bu, hem ekonomik gerçeklerle hem de sosyal hizmetler işçilerinin emeğiyle bağdaşmayan bir tablo. Her geçen gün artan yaşam maliyetleri ve geçim sıkıntısı göz önüne alındığında, sendikanın bu zammı sadece rakamlara indirgeyerek açıklamaya çalışması, işçilerin sorunlarını görmeme anlamına geliyor. Çalışanlar, yalnızca rakamların peşinden koşan, ama yaşamın gerçeklerinden kopmuş bir sendika yönetimiyle karşı karşıya.
Hak-İş Sendikası’nın sosyal hizmetler işçilerine yaptığı bu zam, sadece çok küçük bir artıştan ibaret değil. Aynı zamanda, işçilerin yıllardır verdikleri mücadelenin ve özverilerinin de göz ardı edilmesidir. Sendika, ülke genelinde temsilcileri ve başkanları tarafından gururla paylaşılan bu “başarı” ile, işçilerin adaletsizlik ve eşitsizlikle boğuşan hayatlarına daha da derin bir darbe vurmuş oluyor. İşçilerin haklarını savunmak, bu küçük ve anlamlı olmayan artışlarla “gururlanmak” değil, gerçekten emeklerinin karşılığını almak ve yaşam standartlarını iyileştirmek demektir.
Hak-İş, bu düşük maaş artışını bir zafer olarak sunarken, aslında işçilerin güvenini kaybetmeye devam ediyor. Eğer bir sendika, üyelerinin geçim sıkıntısını göz ardı ediyorsa ve onların en temel ihtiyaçlarına bile yeterli cevap veremiyorsa, o zaman o sendika, gerçek bir temsil görevi yerine getirmiş olamaz.
Aykut SOYDEMİR
Samsunumhaber.com
Genel Yayın Yönetmeni
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.